Bekri Mustafa Kayseri'ye imam oldu...
Cumhuriyetin 102. Yılını kutladığımız şu günde; bu anlamlı günün anısına, şehrimizden “detaylandırılmayan” güzel bir haberi paylaşma görevi yine bize düştü…
Doğrusunu söylemek gerekirse bu gelişmenin ne olduğunu veya ne olacağını ben de tam olarak bilemiyorum.
“Bilmediğin bir konu hakkında ne diye yazı yazıyorsun?” diye sorabilirsiniz…
İşte tam da mesele burada başlıyor.
İki milletvekili, bir oda başkanı, birkaç iş adamı ve bir sosyal medyacı bir araya gelmiş, bir kare fotoğraf paylaşmış ve altına da “Kayseri’yi kurutacak proje hakkında fikir alışverişinde bulunduk” mealine gelebilecek resmî bir açıklama yapmışlar.
Fotoğraf karesindeki kişilere bakıyorsunuz, yapılan açıklamaya bakıyorsunuz ve ister istemez meraklanıyorsunuz: Gerçekten de “Kayseri modeli” diye lanse edilen ve şehrin geleceğini kurtaracak bu kadar önemli proje ne olabilir?
Şehrini seven herkes gibi ben de meraklandım ve Rahmetli Veli Ağabeyin deyimiyle “komünistlik” damarım kabardı. Bir iki milletvekili ve ilgilileri arayarak, “bu kadar önemli proje”nin detaylarını öğrenmeye çalıştım. Çok uzun konuşmalar yaptım ama ne öğrendiğimi sormayın.
Çünkü söylenenlerden hiçbir şey anlamadım. Daha doğrusu bu fotoğraf karesini halka umut olarak paylaşanların da “proje” diye sunulan “şeyden” bir şey anlamadığını gördüm. Şimdilik tam anlamadık ama göreceğiz, bakacağız, edeceğiz…
Bu yazıyı kaleme alma sebebim de olur ya gelişmenin içinde yer alan kişi veya kurumlar, orta oyunu oynamayı bırakıp acaba kamuoyuna gerçekten mantıklı bir açıklama yaparlar mı?
Fotoğraf karesi; Kayseri Ticaret Odası’ndan…
KTO ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve şehrin gelecek yüzyılını kapsayacak kadar kıymetli bir toplantıyı “mütevazılıkla” servis eden hazirun çok önemli isimlerden oluşuyor. Başta ev sahibi KTO Başkanı Ömer Gülsoy, sağ ve solunda AK Parti Kayseri Milletvekilleri Murat CahidCıngı, Şaban Çopuroğlu, Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Başkanı Mehmet Yalçın, KTO Meclis Başkanı Cengiz Hakan Arslan, KAYSO Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Baloğlu, İl Milli Eğitim Müdür Vekili Nurettin Şahin, İl Milli Eğitim Müdürlüğü Mesleki Eğitim Şube Müdürü Cumali Karakuş, KTO Yönetim Kurulu Üyesi Erol Sırıklı, KTO Genel Sekreteri Sn. Mevlüt Çil ile Genel Sekreter Yardımcısı Cengiz Leblebici ve sosyal medya sorumlusu bir arkadaş.
Şimdi haklı olarak soruyoruz:
“Bu kadar ismi niye saydın, ne için bir araya gelmişler? Nedir bu şehrin büyük projesi? Bu kadar büyük bir proje neden detaylarıyla kamuoyuna anlatılmadı?”
Hatırlanacağı üzere AK Parti Milletvekili Murat Cahid Cıngı; Kayseri sanayisine nitelikli personel kazandırmayı hedefleyen Meslek Eğitim Projesi üzerine çalışmalar yapıyor. Hatta bu manada bir çalıştay da düzenlendi.
Çalışma ve çalıştay sonrası nasıl yol alınacağı noktasında kafa yorulurken; sosyal medyacının bir proje önerisi olmuş. Zorlanarak da olsa anlamaya çalıştığım kadarıyla; meslek lisesi öğrencilerinin sanayiye entegre edilmesi amaçlanıyormuş. “Bu nasıl olacak?” dediğimde, “sosyal medya videolarıyla” cevabını verdiler muhterem büyüklerimiz. Vay be…
Öncelikle; Kayseri’de ERVA Spor Okulları’nın mucidi olan ardından koca bir şehrin turizm cevherini tetiklemek için çektiği videolar ile öncülük eden, bir Kayseri’yi ayağa kaldıran arkadaşımıza hem bu iki gayreti hem de son proje girişimi için teşekkür etmek istiyorum.
Sayesinde Kayseri eğitimde çığır açacak; meslek lisesi öğrencileri anne ve babaların yönlendirmesiyle değil kendi ferasetleriyle, izleyecekleri sosyal medya replikleriyle ne iş yapacaklarına, kendi geleceklerine yön vermiş olacak.
Muazzam bir şey…
Şöyle bir düşünün; anne baba evladının mühendis olmasını istiyor. Evlat okuyor, mühendis oluyor, iş bulamıyor, üç harfli mağazaların deposunda “mevsimlik işçi gibi” çalışıyor. Hayalleri geleceğini alt üst ediyor. Bunu bilmeyen, bu gerçeklerden bihaber toplumun fertlerinden olan öğrencilerimiz sosyal medyaya giriyor, karşısına bir video çıkıyor, o videoda meslek sahibi olmuş bir yurttaş “kasıla kasıla” kazanımlarını anlatıyor. Öğrencimizin kafası bu sayede dank ediyor ve “Mühendis olup sürüneceğime tesisatçı olur döşedikçe para kazanır keyfime bakarım” deyip, tesisatçılığı seçiyor, hayatına güle eğlene devam ediyor.
Ya da anne babanın tornacı olmasını istediği çocuk aynı şekilde bir videoyu izleyince, “Kaportacı olup paranın gözüne vuracağım” fikriyle, mesleğinin ne olacağına, olması gerektiğine karar veriyor.
Bunca zaman böylesi kritik bir öngörüye sahip olamamış başta Milli Eğitim Bakanımız ve “5 üniversitemiz var diye övündüğümüz” şehrin bilim camiasını da esefle kınıyorum.
Bu ülkenin ve milletin ve dahi evlatlarının geleceğini niye çaldınız arkadaş?
Sinirlenmeyin, başta dedim ya, şehrin yüzyılına dair böylesi önemli bir toplantı ve projenin müjdesini paylaşmak için bu satırlarda buluştuk. Dolayısıyla güzelim bu gelişmeyi bir fıkra ile bitirelim de kıssadan hissemiz eksik olmasın.
Hikâye bu ya…
Bekri Mustafa, Küçük Ayasofya Camii’nin önünden geçmektedir. O sırada musalla taşında bir tabut, fakat namazı kaldıracak ortada imam yoktur.
Beklemekten sıkılan cemaat; başında kavuk, sırtında cübbesiyle oradan geçen Bekri Mustafa’yı hoca zanneder ve namazı kıldırmasını söyler.
Bekri Mustafa, “Hoca değilim” dese de kimse dinlemez ve zorla en öne geçirirler.
Namazı kıldırdıktan sonra tabutun örtüsünü açan Bekri Mustafa, mevtanın kulağına bir şeyler fısıldar.
Cemaat merakla, mevtanın kulağına ne fısıldadığını sorunca Bekri Mustafa gülerek cevap verir:
“Sen şimdi aramızdan ayrılıp ahirete gidiyorsun. Eğer orada bu dünyanın ahvalini sorarlarsa, Bekri Mustafa Ayasofya’ya imam oldu dersin. Onlar dünyanın ne hale geldiğini anlar.”
Yani anlayacağınız, Bekri Mustafa Kayseri’ye imam oldu. Varın şehrin geldiği noktayı artık siz düşünün!
