Bize, Kültür Başkenti olmak yakışır!
Güneydoğusunda; serin ve gür sularının üzerinde rafting heyecanı yaşanılan Tomarza’sı. UNESCO tescilli eşsiz güzelliğiyle insanlığı selamlayan Koramaz Vadisi. Kanuni Sultan Süleyman, 2. Selim ve 3. Murad dönemlerinde mimarbaşı olarak görev yapmış; külliyeler, camiler, çeşmeler, dârülkurrâlar, dârüşşifalar, hamamlar, imâretler, kadırgalar, kervansaraylar, köprüler, medreseler, şadırvanlar, saraylar, su yolları ve türbelerden oluşan eşsiz eserleriyle tarihe adını altın harflerle yazdırmış, dünya mimarlarının şapka çıkardığı Mimar Sinan’ın doğduğu Ağırnas’taki müze evi. Tarihi; Milattan Önce 1500’lere uzanan, “hepi topu” 350 metre uzunluğuna sahip L şeklinde, bugünkü adıyla Osmanlı Sokağı’na bir kilise, iki camii, bir de Amerikan Kız Koleji sığdırmış, kültür ve medeniyetin harmanlandığı Talas’ı…
Doğusunda; insanı sema ile buluşturan seyir teraslı Bünyan’ı. 7,7 milyonluk fosil kalıntıları ile insanlık tarihinin yeniden keşfe çıkıldığı, en az 5 bin yıl daha sürecek kazılar neticesinde daha kim bilir ne tarihî bilgilerin gün yüzüne çıkacağı Kaniş-Kültepe’si.
Kuzeyinde; olmayan denizine inat tüm maviliğe ile bölgeyi kuşatan, şehre can suyu veren Yamula Baraji. Az batısında; doğa ve tarihle iç içe, büyüleyici güzelliğini koruyarak ülke ve şehir turizmine kazandırılacağı günü sayan kentimizin saklı cenneti Bayramhacı’sı…
Batısında; 18. Yüzyıldan kalma Agios Eftesios Kilisesi ve Türkiye’nin en uzun üçüncü parkuruna sahip Zipline Adrenalin Merkezi’ni barındıran İncesu’yu…
Güneybatısında; gökyüzünü renklendiren balonlar ile insanlığı selamlayan, içerisinde Aziz Barbara, Karabaş, Kubbeli ve Yılanlı isimlerini taşıyan Roma devrinden kalan kiliselerle Hristiyan inancını taşıyan insanları 4. Yüzyılda ev sahipliği yapmış Soğanlı Vadisi…
Güneyde; dağların arasından süzülerek coşkuyla akan, dünyanın en yüksek ikinci şelalesi olma özelliğini taşıyan Kapuzbaşı Şelaleleri. Develi Ovası’nın ortasında Develi-Yeşilhisar-Yahyalı üçgeninde; 250’den fazla kuş türüne ev sahipliği yapan, flamingo denilince ilk akla gelen Sultan Sazlığı Kuş Cenneti. Ve tabii ki; tüm heybetiyle; 3 bin 917 metre zirvesiyle şehri selamlayan, Master Planı neticesinde kayak merkezi unvanı alan, Yüksek İrtifa Kamp Merkezi ile sporun ve sporcuların adresi haline gelmiş amiral gemimiz Erciyes’i…
Merkezde; tarihî Kayseri Mahallesi, Suriçi Camikebir bölgesi, Gevher Nesibe ve Hoca Hasan Medresesi, Hunat Hatun Külliyesi, Seyyid Burhaneddin Türbesi ile Anadolu’nun kalbinde 6 bin yıldır atan; tarih, kültür ve medeniyetin başkentlerinden Kayseri’miz, ilan ettiği 2027 Türk Dünyası Kültür Başkenti adaylığını, başkent seçilerek taçlandırmak istiyor.
Uluslararası Türk Kültür Teşkilatı’nın (TÜRKSOY) 2012 yılında hayata geçirdiği Türk Dünyası Kültür Başkenti programı kapsamında ülkemizden şimdiye kadar başkent seçilen Eskişehir, Kastamonu ve Bursa’nın ardından Kayseri’mizin de Türkiye’nin 4. Kültür Başkenti olarak tarihe geçmesi bir hayal değil.
Kültür Başkenti seçilmesi halinde kültür ve sanat alanında uluslararası etkinliklere de ev sahipliği yapacak Kayseri; kültürel miraslarını tanıtmak noktasında da önemli bir fırsat yakalayacaktır kuşkusuz.
Umarız, Kayseri lobisi bu tarihî fırsatı ıskalamaz!




