Toplum yararına siyaset üretmek...

Hepimizin arzu ettiği bir beklenti değil mi?

Siyasetçi/siyasetçilerin; dertlere derman, duygulara tercüman olması; kimsenin konuşamadığı, konuşmak istemediği anlarda insanlığın içindeki o vicdanın sesi olarak kükremesi, yüreklere su serpmesi ancak toplum menfaatine uygun hareket etmekle mümkün olabiliyor.

Son yıllarda siyasette süregiden kısır döngüler, tartışmalar, millet nazarında bir bıkkınlığa neden olsa da “bizden dediği” sesleri duyunca yeniden umutlanabiliyor.

Siyasetin etki ve gücü “hayatın her alanında olduğu gibi” toplumsal olaylarda da kendini gösteriyor hiç kuşkusuz.

Hatırlamak istemesek de “ülke genelinde günden güne yaygınlaşan” kadın cinayetleri şehrimizde de baş gösterdi. Üstelik cinayet bu defa üniversite sahasına sıçradı. Eşinden boşanmış koca, Erciyes Üniversitesi’nde (ERÜ) eğitim gören eski eşini “hunharca” katletti.

Henüz ne olduğu, nasıl olduğu bile anlaşılmamışken “birilerinin düğmeye basmasıyla” ERÜ’deki öğrenciler rektörlük binasına yürüdü/yürütüldü, istifa sloganları havada uçuştu!

Öyle bir hava oluşturuldu ki, sanki cinayetin azmettiricisi ERÜ Rektörü idi!

Bu yargısız infazın temelinde de kaos ve galeyan meyli yatıyordu şüphesiz.

Protesto gösterisi altında başlayan ve her türlü provokasyona açık olayların çığırından çıkma endişesi yaşanırken; soğukkanlı ve samimi bir ses tüm akışı değiştirdi.

Siyasetçi kimliğini arka planda tutarak, ERÜ’deki öğrenciler ve kamuoyuna seslendi:

“Kadın ve çocuklara karşı işlenen suçlarda en ağır cezaların, hiçbir indirim maddesi uygulanmadan kanunlaşabilmesi için bireysel çalışma yapacağım. Bu çalışmayı partimizin kıymetli lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye sunarak, bu kanunun Türkiye’de çıkarılabilmesi için var gücümle çalışacağımı bilmenizi isterim.”

Bu ses; Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kayseri Milletvekili Baki Ersoy’dan çıktı.

Ersoy, aynı açıklamasında; toplumdaki işlenen suçlara karşı verilen cezaların yetersiz olduğu algısının da altını çizerek, bu algıyı tersine çevirme için mücadele edeceğine dair namus sözü verdiğini ilan etti.

Devlet ve milleti için siyaset üretme sorumluluğu taşıyan isimlerin; toplumsal olaylardaki rolleri kesinlikle hafife alınamaz.

Temsil; Türkiye’de olayların yahut gidişatın sıkıştığı her alanda adeta memlekete can suyu veren MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sesini duyuyoruz. O ses “ülke ve sistem her daraldığında” duyuluyor, ülkeyle birlikte toplumda da bir rahatlama söz konusu oluyor.

MHP’li vekilin; Kayseri’deki o herkesi derinden üzen cinayete ilişkin verdiği ses de tıpkı Sayın Bahçeli’nin sesi gibi toplumu rahatlatmış, vicdanlara tercüman olmuştur.

Siyaset; devlet ve milletin menfaatine yapıldığı müddetçe anlamlıdır.

“Baki Ersoy, Kayseri’de niçin bu kadar isminden söz ettiriyor?” sorusunda takılıp kalanlar belki bu son örnekten feyz alıp, millete hizmet için bir rota çizebilirler.