Kayseri siyasetinin “yazılmayan” kitabında, hep şöyle bir iddia dillendirilir:
“Mehmet Özhaseki ve Mustafa Elitaş ezeli rakiptir. Düşman değiller, kavga etmezler ancak kıyasıya rekabet içindedirler. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da bu rekabetten hem hoşlandığı hem de kendi siyasi dünyasında denge unsuru kabul ettiği için bu iki isimden asla vazgeçmez. Vazgeçmediği gibi Özhaseki ve Elitaş ismini Kayseri’de hep bir denge unsuru olarak kullanır. Bu isimlere o dengeyi bozmayacak güç ve yetki verir.”
Eğridir, doğrudur, eksiktir, fazladır, yanlıştır, bilemem.
Tek bildiğim ve gördüğüm; Kayseri’nin mazlumu her daim Mehmet Özhaseki olmuştur.
Mazlumdan kasıt; Şaban’ın meşhur filmindeki “Mazlum’u çağırın bana!” rolüdür.
Elbette ki, burada amaç “fiilen” tokat yiyen bir Özhaseki benzetmesi yapmak değildir.
Dikkat ettiniz mi hiç?
On yıllardır şehrimizde lehte ya da aleyhte ne kadar konu varsa ve birileri taş atacaksa hedef sadece Mehmet Özhaseki oluyor.
Yetkisi varsa da taşlanıyor, yetki alanı dışındaki konularsa da taşlanıyor.
Kentte öyle bir güruh var ki, Özhaseki ne yapsa onlar için kâr etmiyor!
İyi bir şeyse başkalarına, kötü ya da memnun etmeyen şeylerse Özhaseki’ye ihale ediliyor.
Peki, madem bir denge var siyaseten, terazi tek kefeli mi?
Bugüne değin Mustafa Elitaş’a “adam akıllı” söz söyleyen, eleştiren, eksikliklerinden, fazlalıklarından söz eden/edenleri duyanınız oldu mu?
Geldi geçti; ülke için tarihî öneme sahip 14-28 Mayıs genel seçimlerinde sahada Elitaş’ı göreniniz oldu mu?
“Bu seçim Türkiye Yüzyılı seçimi; ne pahasına olursa olsun Cumhur İttifakı kazanmalı” deyip, kapı kapı dolaştığını, etki alanları geniş, seçmen kitlelerini etkileyecek isimlere temas ettiğini, gecesini gündüzüne kattığını işiten kimler var?
20 gün sonra yerel seçimler için sandık başına gidiyoruz. Kayseri caddelerinde, seçim çalışmalarının tek bir karesinde Mustafa Elitaş’ı göreniniz oldu mu?
AK Parti ve yerel yönetimlere yönelik eleştirilerden “minicik de olsa” bir pay aldı, adı o eleştirilerin yanına eklendi mi?
Her şey aslında normal de bizim baktığımız pencerede mi bir tuhaflık var?
Sayın Erdoğan; partisi ve Cumhur İttifakı için il il dolaşıp mitingler yaparken, Erdoğan’ın vekili Elitaş’ın kendi şehrinde “dişe dokunur” tek bir etkinlik, gayrette olmaması normal mi?
“Yerli kontenjan” naralarıyla şehre ve AK Parti’nin kentteki oy oranlarına en büyük zararı verenlerin; halen “Büyükkılıç’a oy verilmez” dedikodusuyla fink attığı Kayseri’de, “fesat mezarcılarına” söyleyeceği tek söz yok mudur Sayın Elitaş’ın?
Bu işte bir iş var…