Gazeteciler günah keçisi mi?

Dün, “Basında Sansürün Kaldırılışının 117. Yılını” kutladık.

Her yıl 24 Temmuz’da kutlanan bir diğer adıyla Gazeteciler Günü ve Basın Bayramıydı.

Bu vesileyle açıklama yapanlar oldu, günümüzü kutlayanlar oldu, hatırlamayanlar oldu, eleştirenler oldu, oldu da oldu…

Ama uzun süredir, Kayseri’de baskın bir atmosferin tüm ağırlığını ve bu atmosferin yüksek tazyikle dışa vurumunu gördüm.

Nedir o?

Her şeyin ve her olumsuzluğun sorumluluğunu basına atmak!

Kayseri’de, Türkiye’de her şey güllük gülistanlık; eğitim çok iyi, eğitimciler mükemmel, basın pislik içinde!

Siyaset tertemiz; siyasiler sütten çıkmış ak kaşık, basın kirli, gazeteciler pis!

Belediyeler çok düzgün; müteahhitler melek, iş insanlarında “gram” leke yok, yargıya güven tavan yapmış, ülkenin hiçbir kurumunda sorun yok, her şey çok iyi işliyor ama basın/gazeteciler tu kaka!

Bu baskın söylem, bu ruh hali toplumun pek çok kesiminde var.

Daha açık ifadeyle; gazetecileri “günah keçisi” ilan edip, işin içinden sıyrılmak!

Adamın biri her türlü haltı yemiş, “göz göre göre” devleti dolandırmış, vatandaşı “milyonlarca lira” zarara uğratmış; gazeteci bunu gündeme getirince:

“Ama o gazeteci şöyle kötü, böyle kötü, amacı şu…” falan.

O kadar çok örnek verebiliriz ki bununla ilgili.

Hâsılı; herkesin elinde bir sopa “alakalı/alakasız” vuruyor da vuruyor gazeteciye.

Kimse kapısının önünü süpürmüyor ama her kapıyı yaftalıyor.

Özetlemeye çalıştığım tüm bu olumsuz ve ağır atmosferi bir günlüğüne de olsa üzerimizden atacak bir organizasyona katıldık.

Kayseri Gazeteciler Cemiyeti (KGC), 2024 Geleneksel Ödüllü Gazetecilik Yarışması’nda dereceye giren meslektaşlarımız için ödül töreni düzenledi.

Bizlere ev sahipliği yapan Kapris Park; camiadan tanıdığımız, sevdiğimiz bir kardeşimiz Ahmet Bozbey’di.

Bozbey ve ekibine ev sahipliklerinden dolayı teşekkür ediyorum.

Ve elbette KGC Başkanımız Metin Kösedağ ile kıymetli yönetimine…

Cemiyetimizin ödüllü yarışması meslek büyüğümüz Recep Bulut’un başkanlık yaptığı 2008 yılında başlatılmıştı.

KGC’nin 2008 yılında başlattığı ilk törende “Haber Dalı Birincisi” ödülüne layık görülmüştüm.

Aradan geçen 17 yılın ardından dün de Makale dalında Jüri Özel Ödülü’ne layık görülerek, bu manevi hediyeyi ye gönlüme koydum.

Meşakkatli bu meslekte yılmadan mücadele edip dereceye girme başarısı gösteren tüm meslektaşlarımı da gönülden tebrik ediyorum.

Elinizdeki sopayla vursanız da “canınız sıkıldıkça” bizleri taşlasanız da şunu aklınızdan hiç çıkarmayın; basın/gazetecilik mesleği olmasa “toplum nezdinde” hiçbirinizin ehemmiyeti olmaz!