Türkiye’de siyaset “uzun yıllardır” suçlama ve savunma üzerine yapılıyor.
Sayısal anlamda ülkenin iki büyük partisinden AK Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) arasında süregiden bu “kısır” döngü “ara sıra” yerele de sirayet ediyor kuşkusuz.
Malumunuz; 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde “başkan olduğu” Akkışla’ya yeniden aday gösterilen AK Partili Ayhan Arslan sandıktan çıkmayı başaramamıştı.
Yerel yönetimde “küçümsenmeyecek” birikime sahip Arslan; Akkışla Belediye Başkanı seçildiği 2019’a kadar Melikgazi Belediyesi Mali Hizmetler Birimi’nde saymanlık görevi yapıyordu. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunu olan Arslan, muhasebeci kökenli anlayacağınız.
Bir dönem başkanlık yaptığı Akkışla’da yarışı kaybeden Arslan, yerel seçimden aylar sonra Kocasinan Belediyesi’nde “Muhasebe Müdürü olarak” göreve başladı.
Bir anlamda memuriyet hayatına yeniden “merhaba” dedi.
Ne olduysa da (!) bundan sonra oldu…
Belediye Meclisi’ni siyaset arenası zanneden CHP’nin mevcut 4 üyesi, “Vay efendim partili birini nasıl o göreve getirirsiniz?” özetiyle yollara düşüp (!) memleketin, şehrin, milletin daha önemli sorunları yokmuşçasına bu konuyu Kocasinan Belediyesi’nin 5 Ağustos 2024 tarihli toplantısında gündeme getirip, önerge verdiler.
2 gün önce yapılan o toplantıda “sorunun muhatabı” Arslan, Meclis üyelerine; zaten memur olduğunu, kaybettiği seçim sonrasında da Kocasinan Belediyesi’nin ihtiyaç ve oluru ile memurluk hayatına “liyakat esasıyla” döndüğünü özetledi.
Yapılan açıklamalara yetinmeyen CHP’nin o günkü toplantısında olan 3 üyesine karşı MHP’li üye Erkan Çiçek söz alarak, Arslan’ın memuriyet geçmişi ve Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar’ın takdir hakkını hatırlatıp, birçok vatandaşın vicdanlarına mahkûm ettiği şu hakikatli soruyu yöneltti:
“…İsimlerini saydığım şu elimdeki listede yer alan birçok CHP’li belediyede; başkanlar bırakın liyakati eşini, gelinini, oğlunu, kızını, damadını, yeğenini işe almış/aldırmış. Başkan Çolakbayrakdar, Kocasinan Belediyesi’ne eşini, kızını, oğlunu, gelini, yeğenini yani bir akrabasını mı almış? Liyakat esasıyla bir kişiyi işe almış.”
Bu hakikatli soru da CHP’li meclis üyelerini kesmemiş ki, parti il binasında basın toplantısı düzenleyerek, “Biz üç adet soru önergesi verdik. Rahatsız olmuş olmalılar ki, bunu meclis gündemine almadılar” girizgâhıyla “Soru önergelerini derhal gündeme alın” diye, CHP sopası (!) sallamışlar.
Güler misin, ağlar mısın?
İnsanın iki gün önce katıldığı bir mecliste konuştuğu, meclis tarafından gündeme alınan bir konuyu “Mağduruz, sesimiz kısılıyor, önergelerimiz kabul edilemiyor, sorularımıza yanıt verilmiyor” diye ortaya düşmesi neyle izah edilebilir?
CHP; “yersiz ve gereksiz” siyasi şov hastalığından ne zaman vazgeçecek?
Bu hastalığın, 22 yıldır onları iktidardan uzak tuttuğunu ne vakit kavrayacak?
Bakınız; “o 3 CHP’li meclis üyesinin iddiasına göre” eleştiri hakkını kullanamamak, tek seslilik başka bir şey, vatandaşın hizmet beklediği meclisleri siyasi şova çevirmeye çalışmak bambaşka bir şey.
Ne yazık ki, CHP’nin Kocasinan’daki meclis üyeleri; hizmetten yahut vatandaşın beklentisinden, yapılan/yapılmak istenilen güzel hizmetlerin üzerine taş koymak, yol açmak, halk adına da teşekkür etmekten yana hiç değil!
Sadece son bir hafta içerisinde ilçesinin sınırlarında “dünyanın üçüncü büyük festivali kabul edilen” devasa bir organizasyona (Dragon Festivali) ev sahipliği yapan; Türkiye’de geleceğin su sporları merkezi olmak için tesis kuran ve bu tesisleri Gençlik Spor İl Müdürlüğü’ne teslim eden, Kuşçu’ya dolayısıyla Kocasinan’a, Kayseri’ye ciddi bir prestij ve katma değer katacak faaliyetlerin öncüsü Kocasinan Belediyesi bir teşekkürü hak etmiyor mu?
Ya da…
İlçe sınırları içerisinde yalnız yaşayan 65 yaş üstü ailelere “emekli olup olmadığına bakılmadan” her gün sıcak yemek götürülmesi, halkçı (!) bir parti için hiçbir anlam taşımıyor mu?
Yine ilçe sınırları içerisindeki yaklaşık 4 bin aileye yapılan “kira, iaşe, yakacak, kırtasiye, okul gibi” yardımları “varsa ihtiyaç” artırmak, buna kafa yormak bir memurun yaşam hikâyesinden daha mı değersiz?
Çoğu kadınlarımız ve gençlerimizden oluşan yaklaşık 40 bin insanın “her yıl” Kocasinan Akademi’den hizmet alabilmesinden alınabilecek feyz (!) ile Başkan Çolakbayrakdar ve ekibini teşvik edici, destekleyici gayret ve önergeleriniz olmayacak mı hiç?
Gıda alarmı çalınan dünyada birçok ülkenin tarımsal tedbirler noktasında kafa yorduğu şu zaman diliminde; yüz ölçümü gereği de tarımın tüm çeşitlerinin yapılabilmesine imkân tanınan Kocasinan sınırlarında Başkan Çolakbayrakdar’ı, tarıma verdiği destekleri artırmaya, makul alternatifli projeler sunmaya çalışmak; etrafındaki işletmelerde bardağı 30 lira olan çayın Kocasinan Kafelerinde neden 10 liraya satıldığını sorgulamaktan daha mı önemsiz?
Sokak hayvanları tartışmasının halen dinmediği ülkemizdeki en modern hayvan barınma evlerinden birisine sahip Kocasinan Belediyesi’ne ait Kedi Kasabası’nın dünyaya örnek gösterilmesi/kabul edilmesi, Küçük Dostlar Ambulansını Türkiye’de ilk kuran belediye olması sizlerde nasıl bir etki oluşturuyor?
Uzatmayayım.
CHP, bildiğimiz gibi.
Çok merak edeceğinizi düşünmesem de şu küçük hatırlatmayı yapayım müsaadenizle.
Vatandaş sizlerden farkındalık bekliyor, “gereksiz” didişme değil!
İşin şov kısmını bir kenara bırakın ve yapılacak şeyler de varsa bunu makul şekilde dile getirin lütfen!
NOT: Siyasi şova dönüştürülmek istenmesiyle asli çizgisinden çıkılan Belediye Meclis toplantılarına karşı Kocasinan Belediye Başkanı Ahmet Çolakbayrakdar “köklü” çözüm üretmiş. Bundan sonra yapılacak toplantılarda süre kısaltmasına gidilecekmiş. Yani; Belediye Meclis üyeleri, toplantı başlamadan önce talepte bulunacaklar ve meclis gündeminde olan konuların dışına çıkmamak kaydıyla talebi kabul edilen üyelere 5 dakika söz hakkı verilecekmiş.