Otuz yıllık meslek serüvenimizde; “her telden” siyasetçi gördük, tanıdık.
Eminim; sizler de birçoğunu hatırlarsınız.
Belki biraz acımasızca olacak ama “vatandaş nezdinde” ülkedeki siyasetçi profili; genellikle söylediğini yapmayan, vaadini unutan, sözünü tutmayan gibi olumsuzluklarla çizilidir.
Vaat eder; yapmaz, söz verir; tutmaz; yapacağım der; yapmaz vs.
Sizlere bu profili unutturacak, siyasi profilde “kendince” yeni bir çığır açan hatta zirve yapan bir isim takdim etmek istiyorum.
Açıkçası, yazarken de halen şaşkınım, ancak sözler ortada; montaj değil, kurgu değil, tamamen kendisine ait.
İYİ Parti’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı, şimdiki vasfıyla Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Kazım Yücel’den söz ediyorum.
Sayın Yücel; “bir insan kendini nasıl tekzip eder?” sorusuna cevap vermekle kalmayıp, okullarda ders olarak örneklendirilecek bir icraata (!) imza atmış.
Çok değil; henüz üzerinden 24 saat geçmemiş bir video paylaştı Sayın Yücel…
X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımı, “Gittiğin Kadar Öde Projesi şehir merkezine uzak olan vatandaşlarımız için zam projesidir. Derhal durdurulmalı, vatandaşımızın ulaşım hakkı gasp edilmemelidir” sözleriyle aktarıyor takipçilerine ve 1 dakika 41 saniyelik videonun içeriğine şu sözcükleri sığdırıyor:
“Sevgili hemşehrilerim, yıllardır belediye meclislerinde belediye başkanları övünürdü. Tek binişte 80 dakika her yere ulaşım sağlayabiliyorsunuz. Daha ne istiyorsunuz derlerdi. Ben de seçim sathında demiştim ki, seçimden sonra Adalet ve Kalkınma Partisi seçimi kazanırsa zam yapacak ulaşıma. Evet, o gün, bu gün. Bakın gittiğin kadar öde politikası size şirin gelmesin. Yani gittiğin yer Belsin’den, İldem’den Şehir Hastanesi’ne, Talas’tan Şehir Hastanesi’ne ise en yüksek parayı ödeyeceksin diyor. Ne ödeyeceğinizi bence bir sorun. Ben bu şehirde ulaşımda ücretsizlikten bahsetmiştim. Ama geldiğimiz noktada bakın bugün bindiğin kadar, gittiğin kadar öde politikalarıyla dar gelirli, emekli, asgari ücretli İldem’de, Belsin’de, Beyazşehir’de niye oturuyor? Kiralar uygun. Geçim şansı orada var onun için. Ama siz diyorsunuz ki, şehir merkezinde oturmadığın için en yüksek ulaşımı siz ödeyeceksiniz. Bu gizli zammı başka hiçbir şehirde görmedim. Üç büyükşehir haricinde. Benden size uyarı, benden size söylem, Sayın belediye başkanı yetkiyi aldı ya beş yıl artık diyor nasıl olsa seçim yok. Ben ulaşımda zammı da yaparım, vatandaş da kabullenir diyor. Size düşen belediye başkanına baskı yapacaksınız. Çağrıda bulunacaksınız. Bu uygulama acilen hayattan kaldırılmalı. Yoksa insanlar Belsin’de, Talas’ta, İldem’de niye otursun? Ulaşımda en uygun olan yerlerde oturur. Bu adaletsiz bir tablodur. Belediye bu anlamda vatandaşına hizmet eder, buradan kâr amacı gütmez.”
9 Mayıs 2024 tarihinde bin kişi tarafından etkiletişim alan bu paylaşımdan anlaşılacağı üzere, vatandaş sevdalısı (!), gariban dostu (!), halk adamı (!) Kazım Yücel veriyor, veriştiriyor; Kayserililerin menfaatine (!) tavır sergiliyor. Adalet ve Kalkınma Partili Büyükşehir Belediyesi’ni adaletsiz tablo sergilemekle suçluyor. Gittiğin Kadar Öde Projesi’nin adil olmadığından yakınıyor.
Diyelim ki; Sayın Yücel’in söylediklerinin hepsi doğru!
Sabrınıza sığınarak, sizlere aynı Yücel’in; 28 Şubat 2024 tarihinde (seçimlere bir ay kala) sosyal medya kırıntısı “yancısının” programında söylediği 2 dakika 55 saniyelik aynı konudaki cümlelerini aktarayım:
“Aklın yolu bir. Ben belediye meclislerinde bunu akıllı olduğum için söylemiyorum. Çok gezdim, çok okuduğum için söylüyorum. Dünya hep böyle ki. Meydan’da biniyorsunuz, Fuzuli’de ineceksiniz. Binerken kartı okutuyor, inerken bir daha okutuyorsunuz. Bindiğiniz kadar alıyor kartınızdan. Kümbet’te ineceksiniz. Bindiğiniz kadar alıyor. Beyazşehir’de ineceksiniz. Bindiğiniz kadar alıyor. Bunu çıktım kürsüde Sayın Başkan ve heyete anlattım. Çünkü dedim bakın kısa mesafe kullanacak vatandaşlarımız binmiyor. Neden? İkisi de 11 küsür ödüyor. Niye adam ben bunu ödeyeyim diyor. Ben Beyazşehir’e, İldem’e gitmiyorum diyor. Fakat ben bunu anlattığımda teknik olarak bunun mümkün olamayacağını, Çekoslovakya’da var, Hong Kong’da var, İstanbul’da var. Yani niye teknik olarak olmuyor? Olamayacağını söylediler. Sonra şimdi seçim geldi. Aaaa, bakıyorum kendisine söylediğimi proje diye açıklıyor. Sayın başkanım diyorum ben 5-10 yıldır fazla para ödüyorum. Bu n’olacak? Hak geçti Sayın başkan. Yani her şeyi inanın anlatınca şöyle, bakınca kendimi bu anlamda çok başarılı bulmuyorum. Ben şu andaki idarenin ne kadar geride kaldıklarını görüyor, üzülüyorum. Bu uygulanabilecek bir proje. Hızlıca hayata geçirilebilecek. Hatta hemen bununla eşdeğer şunu da söyleyeyim. Biz yapacağız ama kendilerine bazen kopyacılık yapıyor, kullansınlar. Şehir Meydanı’nda bir turnike koysunlar. Herkes tramvay hattı gibi otobüsü beklerken kartını okutsun, turnikeyi geçsin. Otobüs geldiğinde akyam niye trafik yoğunlaşıyor orada? Yolcu bilet basmasından dolayı. Otobüse biniyor, bilet basıyor, bilet basıyor değil mi? O araba diğer otobüs derken zorlanıyor. Ya onu aşağıda turnikede bassın biletini. Sıraya geçsin. Trafik tramvay gibi beklesin. Otobüs gelince bir dakika içerisinde 20 tane yolcu binsin, tüm kapılardan binsin ve trafik yoğunluğunu bir kaldıralım ya! Sabah, akşam… Sayın başkan yarın bir de çıkacak Şehir Meydanı’nı görüyorsunuz diyecek. Yani lütfen! Birazcık beyninizi çalıştırın ya!”
Evet; iki ay ara ile kayda alınmış aynı Kazım Yücel’den iki farklı açıklama okudunuz.
Haliyle ben de sormak istiyorum.
Belediye Başkan adayı iken, “Çok gezen, çok okuyan” Memduh Başkan’a “Gittiğin Kadar Öde Projesi”ni sunduğunu iddia eden, bu projenin Çekoslovakya, Hong Kong ve İstanbul’da uygulandığını ve adil olduğunu savunan Yücel’i mi?
Yoksa İYİ Parti GİK Üyesi olduktan sonra “Gittiğin Kadar Öde Projesi adil değil” diye videolar atıp, Kayseri halkını, Büyükkılıç’a karşı sesini yükseltmeye davet eden Yücel’i mi?
Biz şimdi hangi Kazım Yücel’i kale (ciddiye) alalım?
Bir insan hele de bir siyasetçi 28 Şubat’tan 8 Mayıs’a nasıl böylesine savrulabilir?
Bunu izah edebilecek bir uzman varsa beri gelsin.